Cemal Süreya:

Aklının ucuna oturup kendimi bekledim; gelmedim, gelmedim, gelmedim.

Paulo Coelho:

Bazı şeylerin gitmesine izin vermek işte bu nedenle çok önemlidir. Onları serbest bırakmak. Gevşek olanı kesmek. İnsanların hiç kimsenin işaretli kağıtlarla oynamadığını anlaması gerekiyor; bazen kazanırız ve bazen de kaybederiz. Hiçbir şeyi geri almayı bekleme, yaptıkların için takdir edilmeyi bekleme, ne kadar zeki olduğunun keşfedilmesini bekleme ya da aşkının anlaşılmasını. Daireyi tamamla. Gururlu, yetersiz ya da kibirli olduğun için değil, sadece artık onun senin yaşamında yeri olmadığı için. Kapıyı kapat, plağı değiştir, evi temizle, tozdan kurtul. Geçmişte olduğun kişi olmayı bırak ve şu anda kimsen o ol.

Robert Frost:

Love is an irresistible desire to be irresistibly desired.

Oğuz Atay:

Geçer elbet efendim.. Bazısı teğet geçer, bazısı deler geçer, bazısı parçalar geçer;  ama mutlaka geçer.

Sunay Akın:

Ne kadar gidişine ses etmesem de bir başkasının senin içini ısıtacağını bilmek; benim hep içimi üşütecek. 

Sabahattin Ali:

Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum Kürk Mantolu Madonnayı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum. Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz.

Anonim:

Aslında yaprak sıkılmıştı ağaçtan. ... Bahaneydi sonbahar.

Şems-i Tebrizî:

Olmadı diye sızlandığın duaya, gün gelir olmadı diye şükredersin.

Halil:

Halbuki resmin bana dostça bakıyor, iyilikle bakıyor ve ebediyen bakacak.

Le Petit Prince:

L'essentiel est invisible pour les yeux.

Sabahattin Ali:

Benim hayatta sizin kadar tecrübem yok. Pek az insanla tanıştım ve daima kendimle yaşadım. Görüyorum ki başka yollardan gittiğimiz halde ikimiz de aynı neticeye varmışız: ikimiz de birer insan arıyoruz, kendi insanımızı… Eğer birbirimizde bunu bulursak harikulede bir şey olur.

Begüm:

Aslında "bence" diye bir şey yok, benim pencerem kavramı mevcut değil. Hep "insanlarca" var, hunharca!

Mabel Matiz:

Hatırlayarak yaşamak, boynumuzun borcu; ama ölürdün unutmasan.

Mehmet Erdem:

Zaman her şeyi çözer, şu beklemek olmasa...

Mehmet Erdem:

Herkes aynı hayatta, kendini bi' şey sanma; ne kadar çok bilirsen, o kadar bela başa.

Levent:

Susun be! Yeter artık, susun! Sessizlik istiyorum! Leyla’ya şiir yazacağım!

Dean of Supernatural:

I'm not gonna die in a hospital where the nurses aren't even hot.

Sabahattin Ali:

Bu halimizle hepimiz acınmaya layıkız; ama kendi kendimize acımalıyız. Başkasına merhamet etmek, ondan daha kuvvetli olduğunu zannetmektir ki, ne kendimizi bu kadar büyük, ne de başkalarını bizden daha zavallı görmeye hakkımız yoktur.

Sabahattin Ali:

Şu koskocaman dünyada benim kadar yapayalnız dolaşan bir insan daha var mı acaba? Kime, ne anlatabilirim?

Sabahattin Ali:

Niçin yanımda değilsin?

Eeyore, Winnie the Pooh:

Thanks for noticing me.

Franz Kafka:

Aylar sonra ilk defa gözlerim bir işe yarayacak; seni görerek.

Anonim:

Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.

Unknown:

Kusurları örtmede instagram gibi ol!

Unknown:

LGBT bireylere karşı duruş bu ülkede kendini solda tanımlayan herkes için bir turnusol kâğıdıdır.

Sabahattin Ali:

Bir kadının bize her şeyini verdiğini zannettiğimiz anda onun hakikatte bize hiçbir şey vermiş olmadığını görmek, bize en yakın olduğunu sandığımız sırada bizden, bütün mesafelerin ötesindeymiş kadar uzak bulunduğunu kabule mecbur olmak acı bir şey.

Sabahattin Ali:

Kendim kadar hürmet etmediğim ve kendim kadar kuvvetli bulmadığım bir insanı sevebileceğimi aklıma bile getirmedim.

Cemal Süreya:

Hayat kısa,
Kuşlar uçuyor.

Virgina Woolf:

‎Alone, I often fall down into nothingness.

Mevlana Celaleddin Rumi:

İstediğin kadar inançlıyım de namaz kıl, sadaka ver. Umut verip, güven aşılayıp da yarı yolda bıraktığın insanın gönül sadakasını her iki dünyada da veremezsin.

Gabriel García Márquez:

İnsan aşktan vazgeçerse yaşlanır.

Gabriel García Márquez:

Öyle güzel gülmelisin ki, insanlar seni ağlatmaya utanmalı.

Turgenyev:

Benim hiç ilk aşkım olmadı. İkinciden başladım.

Sylvia Plath:

Kiss me, and you will see how important I am.

Tezer Özlü:

Hiç kimseyi yalan söylediğini anlayacak kadar tanımak istemiyorum.

Antoine de Saint-Exupéry:

Once you are my friend, I'm responsible for you.

Özdemir Asaf:

Geleceğim, bekle dedi, gitti..
Ben beklemedim, o da gelmedi.
Ölüm gibi bir şey oldu..
Ama kimse ölmedi.

William Shakespeare:

I wasted time, and now doth time waste me.

James Joyce:

‎Love (understood as the desire of good for another) is in fact so unnatural a phenomenon that it can scarcely repeat itself, the soul being unable to become virgin again and not having energy enough to cast itself out again into the ocean of another's soul.

Antoine de Saint-Exupéry:

... Ama yüzünün kızarması “Evet” anlamına gelmez miydi?

Mathilda (of Léon the Professional):

Please.

Kur'an-ı Kerim, 2.Bölüm:Düve, Kısım:11 :

Onlara: 'Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın' dendiğinde: 'Biz sadece düzelticileriz.' derler.

Euslémme:

Apartmanlardan gökkuşağını göremediğimizden, asfaltta yağmurla karışan sızmış mazotu, yağı gökkuşağı sanırdık.

Mary Wollstonecraft:

Aşkın tahtına nihayetinde ya dostluk, ya kayıtsızlık oturur.

Amy Winehouse:

I cheated myself.

George Orwell:

Orthodoxy means not thinking — not needing to think. Orthodoxy is unconsciousness.

Unknown:

There is nothing more erotic than a good conversation.

Unknown:

Sarcasm is a body's natural defence against stupid.

Oscar Wilde:

To live is the rarest thing in the world. Most people exist, that is all.

Ingeborg Bachmann:

Faşizm iki insan arasındaki ilişkide başlar.

Kur'an, 103:1-2 :

Ant olsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir.

Lâle Müldür:

ben şeyim aslında? şeyim... hayatı boyunca uyumu aramış uyumsuzun biriyim.

E. M. Forster:

It isn’t possible to love and part. You will wish that it was. You can transmute love, ignore it, muddle it, but you can never pull it out of you. I know by experience that the poets are right: love is eternal.

Epictetos:

İnsanın hakiki asaleti faziletten gelir, doğuştan değil.